Gayrimenkul Hukuku

Gaziantep Gayrimenkul Hukuku

Gayrimenkul Hukuku

Gayrimenkul hukuku çerçevesinde herhangi bir gayrimenkul davası ile karşı karşıya kalan kişilerin mutlaka gayrimenkul avukatı danışmanlığı kapsamında hareket etmesi tavsiye edilmektedir. Hiçbir davada avukat tutma zorunluluğu olmadığı gibi, doğal olarak gayrimenkul davalarında da avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak gayrimenkul avukatı ile dava süreci öncesinde iletişime geçmek ileride karşılaşılması muhtemel olan ciddi zorluk ve sıkıntıların önüne geçilmesinde yardımcı olur, zira gayrimenkul hukukunun ince detay, ayrıntı ve istisnalardan oluşan bir hukuk dalı olduğunu tekrar belirtmekte fayda vardır. Ülkemizde en sık görülen dava türlerinden birinin de gayrimenkul davaları olduğunu söylemek mümkün. Dolayısıyla uzman gayrimenkul avukatı arayışı ülkemizde büyük önem arz etmektedir. Temel olarak tanımına bakacak olursak gayrimenkul avukatının taşınmaz hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlar olduğunu söyleyebiliriz. Bu alanda uzmanlaşmış olan avukatlar, başta arsa, arazi veya konut olmak üzere taşınmaz kaynaklı her türlü davayı görmekle görevlidir. Gayrimenkul hukuku çerçevesinde en sık görülen dava türleri arasında tapu tescil ve tapu iptal davaları karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu tapu davaları olduğunuda bu alanda uzmanlaşmış gayrimenkul avukatı ile çalışmak büyük ölçüde önem taşır, zira tarafların yapabileceği en küçük usül hatası bile davanın kaybedilmesine yol açabilir. Gayrimenkul avukatları tam olarak bu noktada müvekillerine yol göstermek, danışmanlık yapmak ve dava sırasında oluşabilecek hataları minimize ederek ortadan kaldırmak için devreye girmektedirler. Bütün bunlara ek olarak gayrimenkul ve emlak davalarıaslen diğer dava türlerine göre daha uzun bir süreç gerektiren davalardır. Bu nedenle dava süreci takibi sırasında oluşan her türlü gelişmeyi uzman gözü ile takip etmek de büyük önem taşır.

Gayrimenkul avukatlarının dava vekilliği yaptığı dava türleri çerçevesinde ipotek ihtilaflarından doğan davalar başta olmak üzere her türlü ihtilaftan doğan davalar, istihkak davaları, kamulaştırma davaları, ortaklığın giderilmesi davaları, tapu iptal ve tescil davaları, kira bedeli tespiti davaları ve tahliye davaları bulunmaktadır. Bununla birlikte gayrimenkul hukuku avukatının verdiği hizmetler arasında kira sözleşmeleri, ipotek sözleşmeleri, kat irtifakı sözleşmeleri, inşaat sözleşmeleri, bina yönetimi sözleşmeleri, proje yönetimi sözleşmeleri, ve alışveriş merkezlerinin yönetim sözleşmeleri gibi pek çok emlak hukuku sözleşmesi yer almaktadır.

- Gayrimenkul Hukuku İçinde Emlak Hukukunun Yeri ve Önemi

Emlak hukuku veya diğer adıyla konut hukuku, gayrimenkul hukukunun konut taşınmazları ile ilgili kısımlarını kapsamaktadır. Söz konusu emlak hukuku olduğu zaman aslında gayrimenkul hukuku ile aynı nitelikleri ve tanımlarını taşıdığını söylemek mümkün. Emlak hukuku kapsamında dava vekilliği hizmetleri ile birlikte gayrimenkul, emlak ve konut temelleri çerçevesinde pek çok danışmanlık hizmeti de verilmektedir. Bunların arasında alım-satım sözleşmelerinin denetlenmesi ve düzenlenmesi, ekonomik duruma ve isteğe uygun olan gayrimenkullerin tespiti, genel anlamda gayrimenkul finansmanı danışmanlığı, ekspertiz hizmetleri, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ve hukuki durum tespit raporlaması gibi hizmetler yer almaktadır. Bununla birlikte kiralama sözleşmelerinin denetimi ve düzenlenmesi, kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar için danışmanlık, mevzuat takibi, gayrimenkullerin hukuki ve maddi durumu için araştırma ve değerlendirme yapılması ve tapu işlemleri gibi diğer ek hizmetler de emlak hukuku çerçevesinde değerlendirilir ve görülür.

Emlak hukuku ve gayrimenkul hukuku mevzuatı çerçevesinde belirlenmiş olan kanun ve yasaların takibi de gayrimenkul hukuku avukatlarının ilgi ve görev alanına girmektedir. Gayrimenkul mevzuatında belirlenmiş olan kanunlar, Türk Medeni Kanunu, İmar Kanunu, İskan Kanunu ve Belediye Kanunu gibi alt başlıklar çerçevesinde detaylandırılmış ve maddelendirilmiştir. Emlak Vergisi Kanunu da bu alt başlıklardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gayrimenkul mevzuatının 27. maddesinde açıklanmış olan Emlak Vergisi Kanunu, 1319 kanun numarası ile 29.07.1970 tarihinde kabul görmüştür ve birinci maddesinde, "Türkiye sınırları içinde bulunan binalar, bu kanun hükümlerine göre bina vergisine tabidir." ifadesi yer almaktadır. Yazımızın başında gayrimenkul hukukunun fazlasıyla istisna içerdiğinden söz etmiştik. Yine Emlak Vergisi Kanunu'nun 1. Bölümü'nde yer alan 2. maddeye göre yüzer havuzların, çadırların ve nakil vasıtalarına takılan seyyar evlerin bina sayılmadığı ifadesi, bu istisnalara verilebilecek en uygun örneklerden bir tanesidir. Google Adobe W3